Sadi Hoşses 1910 yılında İstanbul’da doğdu. Babası Tekirdağ, Antalya, Alanya ağırceza reisliklerinde bulunmuş olan Tahir Mazhar Bey, annesi Huriye Hanım’dır. Babasının Alanya’da ölümü üzerine ailesiyle İstanbul’a geldi. On yaşında ilkokulu bitirdikten sonra “Amel-i Hayat ve Lisan Mektebi” ne devam etti. Okul bitince “Elektrik-Tramvay-Sular İdaresi Kartoteks Dairesi” nde memuriyete başladı. Bir süre sporla
uğraşmıştır.
Bulunduğu mahallenin camiinde zaman zaman ezan okurdu. Mûsikiye de bu yüzden bir rastlantı sonucu başladı. Okuduğu bir ezanı bir münasebetle duyan kemâni Reşad Erer, ders almak istediği takdirde çalıştırabileceğini söyleyerek evine davet etti.Böylece sanat çevrelerince yavaş yavaş tanınmaya başladı. Küçük Piyale Câmii imamı ve zâkirbaşısı Şeyh Cemal Efendi, Hâfız Kemal Efendi İstanbul Radyosu’na devam ettiği sıralarda Vecihe Daryal’dan ders aldı.Bugünkü Ankara Radyosu sanatkârları arasına katılınca Refik Fersan, Fahire Fersan, Mesud Cemil, Ruşen Kam gibi belli başlı ustalardan bilgisini ilerletti.
Zamanla mesleğinde ilerleyerek korolar yönetti, stajyerlere ders verdi, ses sanatkârı olarak çalıştı. Yirmi yıllık sanat hayatından sonra 1952 yılında ticaret yapmak amacı ile istifa etti. Bundan sonra zaman zaman programlara katıldı. Son resmi görevi TRT Kurumu Müzik Dairesi Repertuvar Kurulu üyeliği idi. Buradan emekli olduktan sonra İzmir’e yerleşerek 3 Temmuz 1994 tarihinde vefat etti.
Sadi Hoşses, geleneksel ses icrâmızın özelliklerini devam ettirmeye çalışan sanatkârlarımızdan biriydi. Titiz ve duygulu bir uslûbla okurdu. Bestekârlığa sözleri de kendisine ait olan, rast makamındaki “Elâ gözlüm sana billâh can mı dayanır” mısraı ile başlayan şarkısını besteleyerek başladı. Bazı gazete röportajlarına verdiği bilgilere bakılırsa ilk eseri “Bağa girdim ay çıktı” mısraı ile başlayan eseridir. Eserlerinin çoğunun sözleri kendisine aittir. Şarkılarında geleneksel şarkı bestekârlığı kurallarına bağlılığı ile dikkati çeker. Bazılarında ise gazel uslubûna benzeyen yönler vardır. Son eserlerinin eskileri ile aynı çizgide olduğu söylenemez.Elli kadar şarkısı biliniyor.
Dr.M.Nazmi Özalp-Türk Musikisi Tarihi kitabından alınmıştır.